Anonim Şirketlerde Çıplak Pay Haczi

Anonim şirketlerde, şirketin kurulması veya sermayenin artırılması ile hissenin kendiliğinden oluştuğu ve hissenin bir senede bağlanmasının zorunlu yahut kurucu unsur teşkil etmediği bilinmektedir. Senede bağlanmamış hisseye “çıplak pay” denilmektedir. Hisse senedi tanzim edilmiş hisseler ile çıplak pay niteliğini haiz hisseler arasında, işleme konu olabilmek bağlamında hiçbir fark olmaması sebebiyle; çıplak payın tıpkı hisse senedi gibi haczi kabil bir malvarlığı değeri olduğu kabul edilmektedir. Bahsi geçen kabulün destekleyicisi olarak İcra İflas Kanunu madde 82’de yer alan gayrikabili haciz mallar arasında çıplak payın yer almayışı da ileri sürülmektedir.

Anonim şirketlerde çıplak payın haczedilmesine cevaz veren temel düzenleme İcra İflas Kanunu 94.maddesidir. Kanun metninde aynen şu şekilde ifade edilmektedir :

İştirak halinde tasarruf edilen mallar :

Madde 94 – (Değişik: 18/2/1965 – 538/52 md.)

Bir intıfa hakkı veya taksim edilmemiş bir miras veya bir şirket yahut iştirak halinde tasarruf edilen bir mal hissesi haczedilirse icra dairesi, yerleşim yerleri bilinen ilgili üçüncü şahıslara keyfiyeti ihbar eder. Bu suretle borçlunun muayyen bir taşınmazdaki tasfiye sonundaki hissesi haczedilmiş olursa icra memuru haciz şerhinin taşınmazın kaydına işlenmesi için tapu sicil muhafızlığına tebligat yapar. (Ek cümleler: 17/7/2003-4949/25 md.) Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmühaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. Bu haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunludur; ancak haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılır. Haciz, icra dairesi tarafından tescil edilmek üzere Ticaret Siciline bildirilir. Bu durumda haczedilen payların devri, alacaklının haklarını ihlâl ettiği oranda batıldır. Haczedilen payların satışı, taşınır malların satışı usulüne tâbidir. Diğer taşınırlarda icra dairesi başkasına devre mâni tedbirleri alır. (Mülga üçüncü cümle: 17/7/2003-494 9/25 md.)

İlgili maddenin lafzından yola çıkılarak aşağıdaki sonuçlara varılmaktadır :

 

*Pay senedi veya pay ilmühaberi çıkarılmamış paylarda yani borçlunun anonim şirketteki çıplak payına haciz mümkündür.

 

*İlgili haciz işlemi icra dairesi tarafından borçlu şirkete payın haczedildiğine ilişkin yazının tebliği ile gerçekleşmiş sayılır. İşbu yazının tebliği haczin kurucu unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

*Haczin şirket yetkilileri tarafınca pay defterine işlenmesi gerekmektedir. Ne var ki bu gereklilik haciz işleminin tamamlanması için zorunluluk arz etmemekte ve doktrinde ağırlıklı kabul edilen görüş uyarınca bildirici nitelik taşımaktadır. Diğer bir deyişle şirket yetkilisinin, haczi pay defterine işlemesi gerekmektedir ne var ki haciz, 94 uyarınca gönderilen yazının şirkete tebliği ile konulmuş olmaktadır.

 

*Yukarıda anılan maddede icra dairesi tarafından tescil edilmek üzere Ticaret Siciline haczin bildirilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Ancak yine pay defterine kayıt gibi sicile tescil de kurucu değil, bildirici niteliktedir. Doktrinde ifade edildiği üzere ( KENDİGELEN – Çıplak Payların Haczi s.397 ) çıplak payların haczinde ticaret siciline yönelik bildirim yapılmasa bile, bundan sonra yapılacak pay devirlerinde, devralan iyiniyetli olsa dahi edinim korunmayacaktır.

 

*Pay haczi gerçekleştikten sonra, mahcuz payların devri, alacaklının haklarını ihlal ettiği ölçüde batıl olacaktır.

 

*Anonim şirketteki çıplak payların haczinde satış için izlenecek usul, İcra İflas Kanununda hüküm altına alınan menkul satışlarında izlenen usuldür.

 
 

Çıplak Payın Haczine İlişkin Haciz Usulleri

Yargıtay’ın, işlemin sadece bizzat icra müdürü tarafından mahalline yani şirket merkezine gidilerek yapılabileceğine ilişkin görüş bildirdiği kararları mevcuttur. Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 09.11.2006 tarih 17735 Esas ve 20771 Karar sayılı ilamında “ (…) Hisse senedi çıkarılmamış ise borçlunun 3.kişi nezdinde bulunan ve henüz kıymetli evraka bağlanmamış hisse hakları (…) icra müdürlüğü tarafından mahalline bizzat gidilerek ve pay defterine işlenmek suretiyle yapılabilir. (…)”

 

Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun görüşü, haciz işleminin gerçekleştirebilmesi için icra müdürünün bizzat şirket merkezine gitmesine gerek olmadığı yönündedir. YHGK 04.07.2007 tarihli 12/332 Esas ve 446 Karar sayılı ilamında “ (…) Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki çıplak payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline gitmek zorunda değildir. İcra müdürü, İİK m.94/1c.3 uyarınca, anonim şirkete bir ihbarname göndermekle de yetinebilir.

 

Bizzat memur vasıtasıyla mahallinde çıplak haczinin mümkün ve fakat zorunluluğu olmadığı hususuna yukarıda değinilmiştir. Meğerki mahallinde payın haczi tercih edilirse, icra memuru şirket merkezine giderek orada düzenleyeceği tutanağı şirkete tebliğ ederek haczi gerçekleştirmiş olur. Bu tutanakta, tıpkı mahalle gidilmeksizin yapılacak bildirimde olduğu gibi, borçlunun şirketteki çıplak payının haczedildiği; bu haczin pay defterine işlenmesini, ileride hisse senedi veya ilmühaber çıkarılması halinde borçlunun payına düşecek hisse senetlerinin ya da ilmühaberlerin, borçluya verilmeyip icra dairesine teslim edilmesi gerektiği; bundan böyle bütün tebligatların daireye yapılması; borçlunun muvafakatinin alınması gereken tüm karar ve tasarruflarda borçlu yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği hususları yer alır. Şirket merkezine giden icra müdürüne pay defteri ibraz edilirse haczi kendisi yahut şirket yetkilisi deftere işler ve ilgili husus tutanağa yazılır. Herhangi bir sebeple pay defteri ibraz edilemez yahut şirket yetkili ibrazdan imtina ederse bu durum da yine tutanağa yazılacaktır. Ancak daha önce de belirttiğimiz üzere pay defterine kayıt kurucu unsur olmadığından haciz, her halükarda tutanağın varlığı ile gerçekleşmiş olur. Bu tutanağın ayrıca şirkete tebliğine lüzum yoktur. Tutanak tebligat yerine geçecektir.

 

Uygulamada karşılaşılan durumlardan bir tanesi de sadece Ticaret Sicil Memurluğuna müzekkere yazılarak hisse haczi yapılmasıdır. Böylesi bir uygulama İİK madde 94’e aykırılık teşkil ettiğinden geçersiz olmaktadır. Zira ilgili bildirimin icra dairesi tarafından borçlunun pay sahibi olduğu şirkete tebliğ suretiyle yapılması gerekmektedir. Aksi halde haciz gerçekleşmeyecektir.

 

Ayrıca madde kapsamında anılan bildirimin doktrinde 89/1 birinci haciz ihbarnamesi yoluyla gönderilebileceği ve geçerli olduğu savunulmaktadır. İlgili görüş uyarınca 89/1 suretiyle bildirimde bulunmak da 94 içerir bildirim yapılaması yahut sadece hacze ilişkin gerekli unsurları içerir müzekkere gönderilmesi de geçerli olacaktır. Argümanlarında destek noktaları, 89/1 şeklinde ihbarın yapılmasını engelleyen bir yasa hükmünün bulunmamasıdır.

 
 

Haczin Borçluya Bildirilmesi

Eğer ki haciz borçlunun gıyabında yapılmış ise borçluya, İİK madde 103 gereğince örnek davet kağıdı tebliğ edilmek suretiyle haciz işlemi kendisine bildirilir. Hacizden haberdar olmayan borçluya karşı haciz hüküm ifade etmez. Haciz borçluya bildirimle tamamlanmış olur.

 
 

Mahcuz Çıplak Payın Kıymet Takdiri

Haciz işleminin ardından İİK madde 87 uyarınca kıymet takdiri yapılması gerekmektedir. İcra müdürlüğünün yeterli bilgiyi haiz olmaması sebebiyle bilirkişi marifetiyle yapılmaktadır. Satış için kıymet takdir raporunun ilgililer ve borçlulara tebliğ olunması ve kesinleştirilmesi gerekmektedir.

 

İlgililer rapora ilişkin itirazlarını, raporun kendilerine tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde İcra Mahkemesine şikayet yoluyla sunabileceklerdir. ( İİK madde 128/1 kıyasen )

 
 

Çıplak Payın Paraya Çevrilmesi

Alacaklı, çıplak payın satışını, payın haczinden itibaren 1 sene içerisinde istemek zorundadır. ( İİK m.106) Aksi halde haczin düşmesi gündeme gelecektir. Madde de öngörülen haciz tabiri tarih bağlamında kararın verildiği değil, haczin fiilen uygulandığı tarihi ifade etmektedir. Hissenin bir menkul mal olarak, satış talebinden sonra en geç 1 ay içerisinde satılması gerekmektedir. Bahsi geçen 1 aylık süreç İcra memurunun hazırlık ve satış işlemlerinin layıkıyla tamamlayabilmesi tanınmış bulunmakta ve satışın en geç gerçekleşmesi gereken süresini ifade etmektedir. İİK madde 94 uyarınca mahcuz çıplak payın paraya çevrilmesinde izlenecek usul, mahcuz menkullerin paraya çevrilmesinde izlenen usul ile aynıdır.

 
 

Satış İsteme Süresinin İşlemeyeceği Haller

1.Geçici Haciz ve İhtiyati Haciz

2.Taksitle Ödeme

3.İstihkak Davası

4.Fevkalade Mühlet

5. Fevkalade Hallerde Tatil

6.İflasın Açılması

7.İcra Mahkemesince takibin talikine karar verilmesi

 
 

KAYNAKÇA

1. Av. R.Murat Dönmez Anonim ve Limited Şirketlerde Hisse Haczi ve Paraya Çevrilmesi 4.Bası

2. Prof. Dr. Timuçin Muşul İcra ve İflas Hukuku Esasları 5.Bası

3. Ankara Üniversitesi Onur Kalkan Anonim Şirketlerde Hisse Haczi Yüksek Lisans Tezi-Ankara 2009

To Top
Gönder
Bize Ulaşın 👋